TÜM DİKKATİNİ, LOTUS İPLİĞİ KADAR NARİN, BEL KEMİĞİNİN MERKEZİNDEKİ SİNİRE VER. BU ŞEKİLDE DÖNÜŞ.
Bu meditasyon tekniğinde kişi gözlerini kapatmalı ve omurgasını düşünmelidir. O zaman gözlerini kapat ve omurganı düşün. Omurgan düz ve dik durmalıdır. Onu görselleştir, sanki gözünün önündeymiş gibi düşün, altıncı omurunun arasından geçen, tam omurganın ortasında lotus yapraklarının damarları kadar ince olan siniri gözünün önüne getir. Yapabilirsen önce omurgana daha sonra lotus yapraklarının damarları kadar ince olan sinire konsantre ol. Konsantre ol ve tam bir konsantrasyon seni merkezine götürecektir. Fizyologlar onun için değil; beyin için omurganın kamburu derler.
Bu sutra omurgayı kullanır, çünkü yaşam omurgada var olur. Bu nedenle düzgün ve dik bir omurgaya bu kadar çok önem verilir; o zaman, omurgan dik olmadığında içindeki yaşamı, kaynağı göremezsin. O çok incedir. Çok dikkatlidir. Bir enerji akımıdır. Omurga doğru ve tam olarak dik olduğunda o damarlarda bir ışıltı yakalayabilirsin. Ancak ondan sonra...
Bir Buda, Mahavira, Krişna, İsa yalnızca bir aura süslememişlerdir. O aura zaten var. Omurga ışık yaymaya başlar ve insan onunla aydınlanır, beden bir ışık bedenine dönüşür. Ve sonra dışarıya doğru gider. Aydınlananlardan biri olan Buda'nın hiç kimseye kim olduğunu sormasına gerek yoktur. Aura her şeyi gösterir. Ve birisi aydınlandığında, öğretmenini de bilir, çünkü aura her şeyi açığa çıkarır. Omurganın içindeki damara dokunduğunda, onu gördüğünde, bildiğinde; çevrende bir aura oluşmaya başlar. "Bu şekilde dönüş!" İçinin bu ışıkla dolmasına izin ver ve buna dönüş. Bu da merkezdedir, omurganın merkezinde. Beden odaklı olduğunda, bu teknik sana yardım eder. Eğer öyle değilsen işte o zaman zordur. O zaman bedenini içerden görmek senin için zordur. Bu sutra erkeklerden önce kadınlara yardımcı olur. Kadınlar erkeklere oranla daha beden odaklıdırlar. Ama bu teknik bedenini hissedebilen, onu duyabilen, düşünebilen, gözlerini kapatıp içerden bedenini hissedebilen herkese yardım eder.
Omurganı düşün ve daha sonra omurganın tam ortasından geçen gümüş damarı düşün. İlk başta bu sadece bir tasavvur gibi görünebilir, ama sonraları, tasavvur uzaklaştıkça fark edeceksin ki kendini omurgana göre ayarlıyorsun. İşte o zaman onu kendin göreceksin. İçindeki çekirdeği far eder etmez, içinde bir ışık patlaması hissedeceksin. Bu durum bazen derin bir cinsel deneyimde de gözlemlenebilir. Tantra bunu bilir ve bunun üzerine çok çalışmıştır. İçeriye doğru bakarsın ve omurganın ortasında olan yaşamı görürsün. Tantra bunun için cinsel deneyimlerden faydalanmıştır, ancak bu çok başka bir deneyimdir; çok farklı nitelikte bir deneyim. Kişinin kolayca başarabileceği bir şey değildir; sıkıntının atıldığı bir şey değildir, hızla sonlandırılan bir şey değildir. Bu bedensel bir hareket değildir. Tinsel bir komünyondur. Bu aslında iki bedenin ve karşılıklı bir araya gelen iki öznelliğin yardımı ile iki içselliğin bir araya gelmesidir.
Bu tekniği size çok derin bir cinsel deneyim yaşarken de denemenizi tavsiye ederim. Sıkıca sarıldığında içeride dinlen. Diğerlerini unut. Daha derinlere, içerilere git ve omurganı gözünün önüne getir. Bu daha kolay olacaktır, çünkü o sırada enerji omurga boyunca akar. Damarlar daha belirgin olur, çünkü daha sessizsindir, çünkü beden dinlenir. Sevgi en derin dinlenmedir. Kendini dinlendir, omurgana konsantre ol. Bu sutra basitçe şöyle der: "Ona dönüş." Ve ona dönüşürsün.
OSHO
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder