26 Nisan 2012 Perşembe

40 GÜNLÜK MUCİZE BİLİNCİ PROGRAMI


40 günlük MUCİZE PLANI' na başlarken ilk önce aşağıdaki paragrafı o günün tarihi ile okuyacaksınız. Ardından sırayla bir maddeyi 4'er kere okuyacaksınız ve toplamda 10 maddeyi de 4 tur 4'er kez okuyup 40 günü bitireceksiniz.

Bugün ...(gün-ay-yıl, haftanın günü) ayırım ve acıya inanmayı bırakıyorum ve etki tepki dünyasını kendi gerçeği ile görüyorum, duyularımın algıladığı şekilde. Duyularımızın algılarına inandım, bunu yaptığım için kendim ve her şeye olan bağlantım ile aramda bir bölünme oluştu. Ölümlülüğüme ve limitlere inandım ve bunu yaparak yaşamımda eksikliğe ve ölüme izin verdim. Kolektif bilincin ölümlü illüzyonuna inandım ve bu kaderi yaratarak dış fiziksel tecrübenin içsel gerçeğimden güçlü olmasına izin verdim. Artık yok! Bugün ruhsal bir varlık olarak gerçek algılama ve kişiliğimi kabul ediyorum. Bugün mükemmel gerçek, ışık ve birlikte hizada olan Tanrısal varlığımı ilan ediyorum.
  1. Herkes ve her şey özümün, sahip olduğum tüm iyiliklerin kaynağı olan altın bağın mükemmel ifadesi...
  2. Olan her şeyde sadece mükemmelliği görüyorum. Olanı seviyorum. Olanı olduğu gibi kabul ediyorum.
  3. Evrende bir ayrım yok. Özüm her şeyi içinde barındırıyor. Ve ben saf ruhum.
  4. Her şeye yargısızca bakıyorum. Sadece iyi olanı ve daha iyisini görüyorum. Geri kalanlar sadece ilginç bakış açıları.
  5. Barışı, huzuru seçiyorum. Sevgiyi seçiyorum. Neşeyi seçiyorum. Bu bir seçim. Her an seçimlerimin farkındayım!
  6. Tüm evren gerçeği benim algılayışıma göre şekilleniyor. Ben güçlü bir yaratıcıyım.
  7. Gerçek benim içimde. Dışarıdaki dünya illüzyonundan uzak. İç bilgeliğimi bu yeni gerçeği algılamak için kullanıyorum.
  8. Karşımdakine verebileceğim en büyük hediye onun 'gerçek' algılayışının farkında olmak. Şu anda herkesi mükemmel ruh olarak görüyorum.
  9. Ruhun farkındalığı ve her şeyin bütünlüğünü nefesimle içime çekiyorum. Bu kutsal an kendi içinde mucize barındırıyor.
  10. Birlik bilincinin gerçek farkındalığını davet ediyorum. Her şeyi gerçeğin ışığı ile görüyorum.

ANTAHKARANA SEMBOLÜ


Aslında bu antik ve uzun zamandır meditasyon için kullanılan bir semboldür. Çin- Tibet kaynaklı olup, meditasyon ve şifada kullanılan bir semboldür. Çin ve Tibet'te meditasyon ve şifa amacıyla binlerce seneden beri kullanılmakta olduğu söylenmektedir. Bu sembol fiziksel beyin ile taç çakrası ve kişinin yüksek benliği arasında denge kurar. Ayrıca Reiki ve diğer enerjileri de içine toplayıp güçlendirir. Reiki terapisinde diğer sembollerle birlikte taç çakrasına çizilir ve hem çakralar hem de aura üzerinde çok pozitif ve güçlü etkileri vardır. Reiki uygulanırken masaj masasının altına konulursa enerjiyi güçlendirip şifanın derinliğini arttırır. Bu sembol kristallerin temizlenmesinde de kullanılmaktadır.
Yazılışı gibi okunur.
Dışarıdan içeri doğru ve soldan sağa çizilir. Üç bacağından ilk üstteki çizilerek saat yönünde ilerlenir. Bu sembolün gerçek hali, üç boyutlu bir küpün insane bakış açısından görüntüsüdür ( bir bakışta ancak üç yüzeyini görebilirsiniz. ).
Çizilerek Reiki uygulanmaya başlandıktan sonra, nabız atışı gibi bir zonklama hissedebilirsiniz. Bu sembolün aktif hale gelişi ile dönmeye başlamasından olur. Bu aşamada gözlerinizi kapatırsanız sembolü dönerken görebilirsiniz.
Antahkaranın kullanımının hücresel düzeyde iyileşme getirdiği söylenir. Sembol fiziksel sonuçları görülen hastalıklar için ve bedensel temasla kullanılabilir.
Antahkara'nın diğer kullanım yöntemi ise şu şekildedir:
Çakralarınızı dengelemek için yatağın altına koyun ve ya üzerine oturun. Ayaklarınızı ve kollarınızı çapraz yapmayın. Siz işinize bakarken; o sizde gereken çalışmayı yapacaktır.
Bazı uyumlamalarda da kullanılabilen sembol, bazıları için artık tam anlamıyla bir Reiki sembolü olmuştur.
Ayrıca sembolün fotokopisini cepte ya da cüzdanda taşımanın bereketi ve şansı çağıracağına inanılır.
Printerdan çıktı alarak yapabilirsiniz.

EN SEMBOLÜ

En sembolü, son günlerde sıkça dile getirilen ve bazı masterların 1. derece Reiki inisiyasyonlarında öğrencilerine öğrettikleri bir semboldür. Aslında Reiki Disiplininde 1. derecede hiç bir sembol yoktur. EN, Reiki-den bağımsız olarak Japon kültüründe genelde bizim "nazar boncuğu" nun inanılan işlevine benzer bir etki yaratmak üzere geliştirilmiş bir koruma sembolüdür ve herhangi bir şifa tekniği ile bağlantısızdır. Bu nedenle bir inanç sembolü olduğu söylenebilir. Bazı master-lar bunu ekstra bir kişisel koruma yardımcısı olarak vermektedirler; ancak düzenli kişisel reiki uygulaması zaten EN-in yarattığı düşünülen etkiyi fazlasıyla sağlamaktadır. Bu nedenle   Reiki eğitimlerinde verilmesi gerekli görülmemektedir. 
EN Japonca daire anlamına gelir. Bu sembolü kullanabilmek için inisiye olmaya gerek yoktur. En işareti kişiden kişiye sözlü ve yazılı aktarılır.
EN' i terapilerde kullanabileceğiniz gibi günlük yaşamda da koruma amacı ile kullanabilirsiniz. Meditasyon başlangıcında, genel olarak terapilerden önce ve sonra, kendine güven sağlamak, kontrol, sükunet ve huzur için kullanılır. 
Sevdiklerinizi EN ile belirli süreler korumaya alabilirsiniz. Ayrıca bu işareti taşıt araçlarında ve ya herhangi bir tehlikeli durumla karşılaştığınızda kullanabilirsiniz.
Bu işaret her zaman şartsız sevgi ile kullanılmalıdır. Meditasyonda daire çizilerek, silindir ve ya küre oluşturularak kullanılabilir. 
EN'in oluşturacağı koruyucu enerji alanının sizi, birlikte olduğunuz kişileri, bulunduğunuz odayı, binayı içine aldığını düşünebilirsiniz. EN'i kullanırken kalp çakranızı açarak sevgi gönderin. 
EN sembolünü kullandıkça gücü artar. Bu işareti günlük hayatınızda sürekli kullanmaya kendinizi alıştırınız.
Çizilişi: Korumak istediğiniz şeyi merkezde düşünerek çevresine soldan sağa doğru bir daire çizdikten sonra EN işareti çiziniz. Yandaki sembol korunma sembolüdür. Bunu herkes kullanabilir ya da ger şeye kullanabilirsiniz.
Örneğin evden çıkan eşinizi, çocuklarınızı, arabayı, evinizi, kendinizi, hayvanınızı, dışarıdaki bir kavgayı, sokaktan geçen birinin tehlikede olduğunu hissettiğiniz zaman onun etrafında bu sembolü çizebilir; çizdiğinizi imgeleyebilirsiniz. Korunmasını istediğiniz şeyi dairenin içinde düşünüp sembolü çizeceksiniz ya da çizdiğinizi düşüneceksiniz. Bu sembol tamamen evrensel bir sembol olduğu söylenmekte ve birçok kişi bunu kolye yapıp boynuna takmakta ve kendi frekansı düştüğünde, korunmak istediğinde kolyeyi tutarak sembolü aktive etmektedir.

25 Nisan 2012 Çarşamba

KARMİK İLİŞKİLERİ TEMİZLEYİCİ/AYDINLATICI REİKİ



Yükselişin, merhametin ve dönüşümün Başmeleği olan Zadkiel’ in dönüştürücü mor alevi, St. Germain ile beraber karmik bağlantıları serbest kılmak, bağışlama getirmek, karmik hesaplardan arındırmak ve fiziksel veya duygusal başlıca konuları ve düzensiz karmik ilişkileri temizlemek için temizleyici ışık getirir. 7 Büyük Başmelek ve ışık konseyi üyeleri sadece enerjileri kanalize etmemde değil, temizleme deneyimi sırasında da bana enerjitik olarak katkıda bulunmuşlardır. Birleşik veya İsa Bilinci; temizleme, aydınlanma ve şifalandırma sırasında, koşulsuz sevginin, şifalandıran atmosfer ortamını yaratır ve toprak anne tüm olumsuz deneyimleri topraklar böylelikle, fiziksel âlemde derin şifalandırma oluşur.

Karmik İlişkileri Temizleyici, karmik olarak başlatılmış koşul veya bariyerlerin ileriki şifalandırılmalarını ve serbest bırakılmalarını sağlamak için sizin sübtil enerji bedenlerinizde çalışacaktır.

Aydınlatma ve temizleme işlemleri bütün enerji bedenlerde – fiziksel, eterik, duygusal, zihinsel ve spritüel tüm bedenlerde yer alacaktır. Bu temizlik karmik ilişkilerdeki tüm karmik kalıpları ortadan kaldıracaktır böylelikle, yaşamınız ve başkaları ile olan ilişkileriniz dönüşüme uğrayacaktır.

İlişkilerinizi etkileyen karmik kalıpların, bilinçsel bilgilerini, blokaja eden her şeyi yok edecektir. İstenmeyen yıkıcı, geçmiş yaşam kalıplarını çözecektir. Kişisel gelişim ve daha uyanık bilinç sağlayacaktır.

Karmik ilişki temizleyici, ilişkilerinizde sevdiğiniz kişilerde bile size faydası olmayan, sürekli tekrarlanan eski kalıpları, saklı, bilinçsiz etkileri ortadan kaldıracaktır. Böylece, ilişkilerdeki karmik etkileri tanımanıza ve geçmişin sınırlandırılmalarından öteye gidebilmenize yardımcı olur. Bu da, diğer ruhların yaşamınıza getirdiği derslerin; farkındalığın hediyeleri olarak, karşılamanızı sağlar.
Karmik ilişkileri temizlemek, geçmiş travmaları şifalandırır, korkuları çözer, disfonksiyonel dinamik ilişkileri temizler ve ruhtaki görünmeyen yaraları iyileştirir. Temizlik işlemleri esnasında, yıkıcı döngüler içinde seyreden ilişkilerinizin sebep olduğu, karma ve duyguları serbest bırakırsınız.

Sağlığa negatif etkileri olan, doğuma veya doğum öncesine ait korkunun, öfkenin, kayıp ve terklerin duygusal yaralarını şifalandırır, duygusal ve karmik ilişkileri temizler. Bu temizlik enerjisi, negatif karma ve karmik ilişkileri pozitifliğe dönüştürüp, sizi utanç ve suçluluğun ötesine taşıyarak yardımcı olacaktır. Diğerlerinin negatif düşünce, duygu, niyetlerini, bağlantı ve enerjilerinin etkilerini ortadan kaldıracaktır.

Karmik ilişkileri temizlemek, hayatınızda sürekli aynı deneyimleri tekrarlamak yerine, yeni yaklaşım ve çözümleri geliştirmeyi öğretecektir. Bu güçlü enerji, negatif kalıpları öyle bir dönüşüme uğratacaktır ki, sevdiklerinizde daha bilinçli, sevecen ve etkileşimli davranışları seçeceksiniz.

Eskiler temizlendikçe, size bir yeni idrak, anlayış gelecektir, böylelikle sizi mutluluk, neşe ve özgürlükten uzak tutan karmik yaraların gücü altında olmak yerine, daha iyi ilişkiler kurabilmeyi bileceksiniz. Sonuç olarak, kendi kaderinizi seçmekte ve geleceğinizi şekillendirmekte artık özgürsünüz.

Sıklıkla, bir karmik bağlantının şifalanması normalde ömür boyu sürebilir ama karmik ilişki temizleme enerjileri ile bir anda alınması gereken ders alınır ve kişi serbest kalır böylece, ilişki serbest bırakılır veya karşıt kişi ile devamlı olarak sevgi çerçevesinde kutsal bir ilişki oluşturulur.


TARAFIMDAN UYUMLAMASI YAPILMAKTADIR.

20 Nisan 2012 Cuma

ÖFKE, ÜZÜNTÜ GİBİ DURUMLAR İÇİN...



Çok mu öfkelendiniz ya da kendinizi çok mu üzgün hissediyorsunuz? Hemen derin bir nefesle kendinizi merkeze alın. Alamadınız mı? Hareketlenin, kendinizi olayın merkezinden çıkarın. Bunun için birkaç  seçenek;
Duş alın ya da elinizi yüzünüzü yıkayın.
Hemen müziği açın; dans edin rastgele.
Yakınınızda bir ağaç ya da bir hayvan varsa, ona sarılın; onun koşulsuz sevgisini içinize çekin.
Zıplayın, evet evet zıplayın; daha yukarı daha hızlı..:)
Bir bardak su için ve niyet edin; bu suyla birlikte üzüntümün ya da öfkemin bedenimden akıp gitmesini seçiyorum.
Yapmaktan keyif aldığınız herhangi bir şey yapın.
Bunlardan herhangi birini yapabilirsiniz; fakat aynı eylem planını tekrar tekrar kullanarak alışkanlık haline getirmeyin. Zamanla kendi eylem planlarınız da oluşacaktır.
Sakinleşip olayın merkezinden çıkıp kendi merkezimizdeyiz. Şimdi bedenimizi kontrol ediyoruz. Nefesimiz nerde sıkıştı? Kalp bölgenizde bir ağırlık ya da midenize bir yumruk yemiş gibi hissediyor musunuz? Bunu nerde hissediyorsanız o bölgenizde muhtemelen bir blokaj oluştu; çünkü siz o an nefesiniz tuttunuz.  Şimdi o bölgeye üç defa derin ve yavaş nefes alıp; nefesimizi birden veriyoruz. O bölgede bir açılma hissedeceksiniz. Ardından zihin ekranımızda bize bu duyguyu yaşatan olayı tıpkı bir film gibi geriye sarıyoruz ve en baştan tekrar izlemeye başlıyoruz. Yaşadığınız olayın neresinde öfkeniz patladı; o ana gidin. Yaşadığınız olay size ne hissettirdi? Kendinizi çok mu değersiz hissettiniz? Ya da korku düğmenize mi basıldı? Biraz önce nefesimizi kontrol ettiğiniz bölgede yine bir ağırlık var mı? Tekrar o bölgeye üç defa derin ve yavaş nefes alın. Her ne yaşadıysanız kabule geçin.
………………………. yaşamış olmama rağmen kendime olan sevgim ve saygım, tam ve sonsuzdur.
Yaşadığım olay bana kendimi ……………… hissettirmiş olmasına rağmen kendime olan sevgim ve saygım, tam ve sonsuzdur.
Bu arada korkunuzla yüzleştiniz ya da size kendinizi kötü hissettiren o duygunuzla. Hemen onu da kabule geçin ve tüm kalbinizle niyet edin.
BEN ( isminiz) …………..KORKUMU SEVGİYLE KABUL EDİYORUM VE  …………..KORKUMU SEVGİYE DÖNÜŞTÜRMEYE NİYET EDİYORUM.
Şimdi kendinizi tebrik edin; eyleme geçerek öfkenizi kontrol ettiniz, kabule geçerek akışta kaldınız. Bunu bir kez yaptıysanız her zaman yapabilirsiniz.
Sevgi ve ışığınız bol olsun…
BİTTER


19 Nisan 2012 Perşembe

PEMBE BALONCUK TEKNİĞİ



Bu meditasyon basit ve şaşılacak şekilde etkilidir.

Rahat bir biçimde oturun ya da uzanın, gözlerinizi kapayın ve derin, yavaş ve doğal bir şekilde soluk alıp verin. Giderek daha derinlemesine gevşeyin.
Gerçekleşmesini istediğiniz bir şeyi hayal edin. Onun şimdiden olduğunu imgeleyin. Onu zihninizde olabildiğince açık ve net bir biçimde resmedin.
Şimdi zihin gözünüzde bu hayalinizi pembe bir baloncukla kuşatın; hedeflediğiniz şeyi baloncuğun içine yerleştirin. Pembe, kalple ilişkili olan renktir ve eğer bu renk titreşimi imgelediğiniz şeyi kuşatırsa, o size yalnızca varlığınızla kusursuz bir uyum içindeki şeyi getirecektir.
Üçüncü adım, baloncuğu bırakmak ve onun hala vizyonunuzu taşıyarak evrene doğru süzülüp gittiğini hayal etmektir. Bu onu duygusal olarak serbest bıraktığınızı sembolize eder. O şimdi gerçekleşmesi için gerekli enerjiyi çekmek ve toplamak amacıyla evrende süzülerek dolaşmakta özgürdür.


Yaratıcı İmgeleme ( Shakti GAWAIN ) kitabından alıntıdır.

SCHUMANN REZONANSI UYUMLAMASI


Schumann Rezonansı Nedir?
İster inanın, ister inanmayın, Dünya dev bir elektrik devresi gibi davranmaktadır. Aslında atmosfer zayıf bir iletkendir ve eğer hiçbir şarj kaynağı olmasaydı varolan elektrik yükü yaklaşık 10 dakika içinde dağılırdı. Dünya’nın yüzeyi ve iyonosferin iç kısmı arasında 55km’lik bir boşluk bulunmaktadır
Schumann Rezonansları bu boşlukta varolan ve aralarında az da olsa benzerlik gösteren elektromanyetik dalgalardır. Yaydaki dalgaların da olduğu gibi, her zaman mevcut değildirler, fakat incelenebilirliğin olması için reaktif olmak zorundadırlar. Dünyanın içsel faktörleri, kabuk ya da çekirdek tarafından oluşturulmamaktadır. Atmosferdeki elektriksel faaliyetlere ait gibi görünmekteler, özellikle şiddetli şimşek faliyetlerinin oluştuğu zamanlarda. 6 ila 50 devir / saniye arasındaki frekans değerlerinde meydana gelmektedir;
ilk defa 1952 ve 1957 yılları arasında Alman fizikçi W. O. Schumann tarafından ortaya atılmış ve 1957 yılında Schumann ve König tarafından kanıtlanmıştır. Bu fenomenin ilk spiritüel tasviri 1960 yılında Balser ve Wagner tarafından hazırlanmıştır. Son 20 yıl içindeki incelemeler, denizaltılarıyla Ekstrem Düşük Frekanslı haberleşme araştırmalarını yürüten Deniz Kuvvetleri Bölümü tarafından yönetilmektedir.
Jeofiziksel Durum : Dünya’nın Yükselen Temel Frekansı
 Dünya’nın zemin temel frekansı, ya da “kalp atışı” (Schumann Rezonansı, SR, olarak adlandırılır) hızla artmaktadır. Coğrafi bölgelere göre değişkenlik göstermesine rağmen, onlarca yıldır toplam ölçüm 7.8 devir / saniye’yi göstermekteydi. Bu değerin sabit olduğu düşünülüyordu ve global askeri haberleşme sistemi bu frekans üzerine geliştirilmişti. Son rapolar oranın 11 devire ulaştığını ve yükselmeye devam ettiğini söylüyor. Bilim bu oranın neden yükseldiğini ya da yükselişe neden olanın ne olduğunu bilemiyor. Gregg Braden verileri bu konu üzerinde çalışan Norveçli ve Rus araştırmacılardan aldı; Amerika’da çok geniş çapta raporlama yapılmıyor. (SR üzerine tek referans hava ile ilgili ve sadece Seattle Kütüphanesinde referans bölümünde bulunmaktadır. Bilim SR’yi sıcaklık değişkenlerinin ve dünya çapında hava durumlarının hassas göstergesi olarak kabul etmektedir. Braden değişen SR’nin son zamanlardaki şiddetli fırtınaların, sellerin ve havanın bir faktörü olduğuna inanıyor.)
 Jeofiziksel Durum : Dünya’nın Azalan Manyetik Alanı 
 Bir yandan dünyanın “pulse” oranı yükselirken diğer yandan manyetik alan kuvveti azalmaktadır. New Mexico Üniversitesi Profesörü Bannerjee’ye göre, son 4000 yıl içinde manyetik alan yoğunluğunun yarısı kaybetti. Manyetik alan kuvveti, manyetik kutupların tersine dönmesinin bir habercisi olduğu için, Prof. Bannerjee, başka bir değişimin gelmekte olduğuna inanıyor. Braden, devirsel “Yer değiştirmeler” ters dönmeyle birleşik olduğu için manyetik dönüşümün belirtisi olan dünyanın jeolojik kayıtları ayrıca tarihte daha önceki “Yer değiştirmeler”i de işaret etmektedir. Zaman ölçüsünün büyüklüğü düşünüldüğünde, bunlardan sadece bir kaç tane mevcuttur.
MUHTEMEL SONUÇLAR
Sıfır noktasına yaklaştığımızda zaman hızlanmış olarak tezahür edecek. Buna göre 24 saatlik zaman dilimi, 16 ya da daha az saatte yaşanmış olacak. Binlerce yıldır SR’nın 7.8 devirde olduğunu, fakat 1980 yılından beri artmakta olduğunu hatırlayın. Bugün bu değer yaklaşık 12 devirdir. Ve 13 devire ulaştığında duracak.
Sıfır noktası ya da Çağların Değişimi, kadim insanlar tarafından binlerce yıl önce bildirilmişti. Bir çok değişimler meydana gelmiştir; her 26000 yıllık Ekinoks geçişi sürecinin yarısı olan 13000 yılda bir.
Sıfır Noktası ya da manyetik kutupların ters dönüşü muhtemelen yakında, birkaç yıl içinde, belki de her 20 yılda bir 12 Ağustos tarihinde gerçekleşen Dünyanın dört devir bioritmi ile eşzamanlı olarak gerçekleşecek.
Sıfır Noktasından sonra Güneşin batıdan doğup, doğudan batacağı da söylenmektedir. Bunun daha önce gerçekleştiğine dair çok eski kayıtlar bulunmaktadır.
İlginçtir ki Yeni Dünya Düzeninin 2003 yılında hayata geçeceği planlanmıştır. Bu, bir çok etkene ve gündeme bağlı olarak olabilir de olmayabilir de. Fakat merkezde kalın ve sezgilerinizi takip edin.
Sıfır Noktası değişimi muhtemelen bizi 4. boyuta sokacak. Burada, düşündüğümüz ve istediğimiz her şey hemen tezahür edecek. Bu Sevgi’yi ve Korku’yu içermektedir. NİYETİMİZ en yüksek öneme sahip olacak.
Bildiğimiz bir çok teknoloji işlemez hale gelecek. İstisnalar Sıfır Noktası ya da serbest enerjiye dayalı olan teknolojiler olabilir.
Sıfır Noktasına yaklaştıkça fiziksel bedenlerimiz değişmektedir. DNA’larımız 12 sarmallı yapıya yükseltilmekte. Yeni bir ışık beden yaratılmakta. Daha sezgisel bir hale bürünüyoruz.
Maya Takvimi şu anda gerçekleşmekte olan bütün değişimleri önceden bildirmiştir. Buna göre biz teknolojinin ötesine doğru ilerlemekte, Doğanın ve Evrenin natürel devirlerine dönmekteyiz. 2012’de 5. Boyuta gireceğiz. (Sıfır Noktasında 4. Boyuta geçtikten sonra)
Bütün bu bilgiler korkutucu nitelikte değildir. Yeni Işık Çağını getirecek olan bu değişimlere hazırlanın. Paranın ve zamanın ötesine geçiş yapıyoruz;  Korkuya dayalı kavramların tamamen ortadan kalkacağı...
 SCHUMANN REZONANSI UYUMLAMASI
Schumann Resonance; dünyanın kalp atışı = yeryüzünün doğal titreşimidir.
Dünyamızın manyetik alan titreşimi, zaman içinde gittikçe yükselmektedir. Eski ölçümlere göre, 7.8 hertz olan titreşim zamanımızda 12 hertz’e yükselmiştir. Bizler, kendi titreşim seviyemizi dünyanın titreşim seviyesiyle rezonans haline sokmamız durumunda hem biyolojik hem sprituel anlamda güclenmis oluruz.Schumann Resonance almak, bir şifa sistemine uyumlanmak değildir. Zaten titreşimimizi yükseltince, otomatik olarak şifa da gerçekleşir.Schumann Resonance’a uyumlandığınızda, yakından veya uzaktan uygulama ve uyumlama yapabilirsiniz.
Scumann Rezonansi uyumlamanizi, istedigiz siklikte ve titresiminizi arttirmaya ihtiyac duydugunuz anlarda aktive edebilirsiniz.Schumann Resonance uyumlaması almak, tam da bu zamanda ve önümüzdeki zamanlarda (özellikle 2012) faydali olacaktır.
Schumann Rezonansı
Yeryüzünü çepeçevre saran gaz tabakasının bütününe Atmosfer denmektedir. Sınırları tam belirgin olmamakla birlikte Atmosfer ; (Yeryüzünden yukarıya doğru) Traposfer, Stratosfer, Mezosfer ve İyonosfer şeklinde 4 katmandan ibarettir.
Kozmos'dan ve Güneş'imizden gelen, Enerji yüklü Atom Altı Parçacıklar Atmosferin en üst katmanında bulunan Oksijen, Azot ve Hidrojen Atomlarının elektronlarını kopartmakta, onları İyonize ederek (+)Pozitif Elektrik yüklü İYONOSFER tabakasını meydana getirmektedir. Yeryüzünden 500-600 km. yüksekte oluşan İyonosfer tabakasının sıcaklığı 1700 oC dereceye kadar çıkmaktadır. Atmosfere giren Göktaşlarını yakan, Onları yok ederek Dünyayı koruyan bu tabakadır. İyonosfer tabakası aynı zamanda Dünya Isısını belli seviyelerde tutarak Canlılara yaşam imkanı sağlamakta, Radyo Dalgaları için yansıtıcı-ayna görevi de yaparak Radyo ve Telefon haberleşmesini mümkün kılmaktadır. 
Kozmos' dan ve Güneş' imizden gelen Enerji yüklü Atom Altı Parçacıkların enerjisiyle devamlı yüklenen İyonosfer tabakası, Bu enerjileri, Yeryüzü ile İyonosfer tabakası arasında kalan boşluğa, Şimşek ve Yıldırımlar şeklinde durmaksızın boşaltmaktadır. Öyleki her saniye 1000' nin üzerinde Şimşek ve Yıldırım şeklindeki Elektrik Enerjisi, Yeryüzüne akmaktadır. Yeryüzü ve üzerindeki Tüm Canlılar da aşırı Elektron akışı nedeniyle genelde (-)Negatif Elektrik yüklü bulunmaktadır. Şimşek ve Yıldırımlar olarak Yeryüzüne akan Elektrik Enerjisi, Yeryüzü ile İyonosfer arasındaki boşlukta çeşitli Elektro Manyetik Rezonans sahaları yani değişik frekanslarda titreşen Elektromanyetik Alanlar meydana getirmektedir. İşte Bu Elektromanyetik Alanların titreşimine SCHUMANN Rezonansı denmektedir. (Bir gücün etkilemesi sonucunda ortaya çıkan titreşime Rezonans denir.) Zira Bu Rezonansların mahiyeti ilk defa 1952 yılında Alman Fizikçi W. O. Schumann tarafından açıklanmıştır.
Schumann Rezonansı, Yeryüzü ile İyonosfer tabakası arasındaki boşluğun Doğal titreşimidir. Tespitlere göre Schumann Rezonans sahasının frekansı 7.8,14, 20, 26, 33, 39 ve 45 Hertz aralıklarında değişmektedir. (Hertz = 1 Saniyedeki devir sayısıdır.) Diğer bir ifadeyle, Yeryüzü ile İyonosfer tabakası arasındaki boşluk 7.8, 14, 20, 26 , 33 , 39 ve 45 Hertz aralıklarında titreşen Yedi Elektro Manyetik Alan halindedir. Ancak en büyük Manyetik Alanın frekansı 7.8 Hertz' dir. İyonosfer tabakasından Yeryüzüne akan enerji ile meydana gelen Elektromanyetik Alanlar, Tüm tabiat olaylarını ve Tüm canlıları etkilemekte ve tetiklemektedir.
   Zira Hepimiz Biokimyasal süreçlerle Elektrik üreten, ürettiğimiz Elektron akımlarıyla düşünen, hisseden, kaslarımızı ve bedenimizi hareket ettiren, çalışan, konuşan ve faaliyet gösteren varlıklarız. Yani tüm madde alemi nasıl atomlarının titreşimi nisbetinde ürettiği enerji kadar etraflarında Elektromanyetik Alanlar teşekkül ettiriyorsa, Tüm canlılar da hücresel vibrasyonları nisbetinde ürettikleri enerji kadar çevrelerinde Elektromanyetik Alanlar teşekkül ettirmektedir. Sahip olduğumuz Elektromanyetik Alanlar da, çevresel Elektromanyetik Alanların değişiminden ve frekansından etkilenmektedir. Tüm Dünyayı çepeçevre sararak, Tüm Doğayı ve Canlıları etkiliyen Schumann Rezonansı bu nedenle çok önemli olup Dünyanın önde gelen fizik araştırma merkezleri tarafından devamlı ölçülerek kontrol edilmektedir.
Schumann Rezonansı kayıtlarını tutan Merkezlerin verilerine göre, 1980 yılından sonra yapılan Schumann Rezonası ölçümlerinde, ortalama 7.8 Hertz olan en büyük Manyetik Alanın Frekansının yükseldiği ve 11 Hertz' in üzerine çıktığı, Ayrıca saniyede 1000' nin üstünde olan Yıldırım ve Şimşek çakmalarının da, saniyede 2000' ne çıktığı tespit edilmiştir. Yani Tüm Dünyayı çepeçevre saran en büyük Elektro Manyetik Alanın, çok uzun süreden beri sabit olan Frekansı 7.8 Hertz' den 12 Hertz' e çıkmış, Aynı zamanda İyonosfer tabakasından Yeryüzüne akan elektrik enerjisi de Toplam olarak eskisinin 2 katına çıkmış bulunmaktadır.
Niyet ederek ihtiyaç duyduğunuz zamanlar ''Schumann rezonansına uyumlanmaya niyet ediyorum.'' diyin.Tepe çakranızdan beyaz bir ışığın sizi sarmaladığını düşünün,ışık size doluyor.Artık dünyayla birsiniz.
Meditasyon, dilek, niyet,  çalışmalarından önce schumann rezonansına bağlanarak evrenle bağlantı kurabilirsiniz. Aynı şekilde telepati, durugörü ya da imgeleme... çalışmalarından hemen önce schumann rezonansına bağlanıp beyin dalgalarınızı alfa konumuna düşürebilirsiniz.
TARAFIMDAN UYUMLAMASI YAPILMAKTADIR.

BİLİNÇALTI TEMİZLEME & GÜÇLENDİRME UYUMLAMASI


Bilinçaltı psişikliğimizin en güçlü parçasıdır. Her şeyi kayda alan ve sindiren,geçmişte yaşadıklarımız dayalı olarak kişiliğimizi beynimizin parçasıdır.
Maalesef, bilinçaltı, birçok zihinsel yapışkan düşüncelerle dolabiliyor. Kötü tecrübeler, duygusal incinmeler, hayal kırıklıkları, eleştiriler ve diğer olumsuz hatıralar, kişiyi sabote etme ile sonuçlanan korku durumu şeklinde bilinçaltına yerleşiyor.
Örneğin, yeni ilişkiye başlayan birisi bilinçaltındaki önemsiz konulardaki eleştirilerle ilişkiyi sabote edebiliyor. Bu meydana gelebilecek incinmeden korunmak için kişi tarafından yapılabilir.
Bilinçaltındaki kirlilikleri temizleme kendini sabote etmeyi durdurup hayatta ilerlemeyi sağlar. Olumlamalar, bilinçaltını tekrar programlar ama temizlemez.Bu güçlendirme, bilinçaltındaki problemlere sebep olan enerjetik tortuyu temizler. Bilinçaltı bir kere temizlendiğinde, yeni pozitif düşüceler yerleştirmek daha kolay olacaktır.

İnisasyonu aldıktan sonra olumlamalar kullanarak bilinçaltına yeni olumlu düşünceler yerleştirmek iyi fikirdir.
Örn. olumlamalar

Ben sevilen biriyim.
Ben sevilmeyi hak ediyorum.
Ben değerliyim.
Ben kendi değerimi biliyorum.


TARAFIMDAN UYUMLAMASI YAPILMAKTADIR.


GEZEGEN ENERJİLERİNE UYUMLANMA







Horoskoplarımızda bazı gezegenlerin sert açılarına ve ya geri gitmelerinden kaynaklanan enerjilere maruz kalabiliyoruz. Gezegen enerjilerine uyumlanarak bunları yumuşatmak ya da gezegenlerin pozitif enerjilerinden faydalanmak mümkün. Her gezegenin nasıl zodyakta temsil ettiği burçlar varsa aynı şekilde taşları, bitkileri...var. Hatta her biri 7 çakramıza etki etmektedir. Bu gezegen enerjilerinden nasıl faydalanırız?



Örn. Merkür geri giderken pek çok işimizide yarım bırakır. Merkür gerilerken doğanlar şanslı olup pek etkilenmeyebilirler. Peki merkür gerilerlen işleri yarım kalanlar? Merkür'ün enerjisine uyumlanarak gerileme dönemlerinde etkiyi minimuma indirebilirler. Hepsine birden ya da tek tek de uyumlama yapılabilir. Bu enerjileri mumlara, takılara, sevdiğiniz herhangi bir objeye yükleyerek de kullanabilirsiniz.


Güneş
Otorite, bereket, güç, sağlık, sağlık, enerji, şifa, mutluluk.

Ay
Açıklık, üretkenlik, besleme, anılar, içe bakış.

Merkür
İletişim, kehanet, haberleşme, zihinsel aktivite.

Venüs
Sevgi, güzellik, sanat, ilişkiler, romantizm, uyum.

Mars
Hareket, liderlik, cesaret, fiziksel enerji.

Jüpiter
Bolluk, işte başarı, mali konular, gelişme, yolculuklar, öğrenme.

Satürn
Planlama, disiplin, azim, sorumluluk.

Uranüs
Özgürleşme, değişim, özgünlük, hürriyet.

Neptün
Durugörü, sezgi, spritüalite, bilinçaltı, idealizm.

Plüto
Yenilenme, eski kalıpları yıkma, dönüşüm, tekrar doğuş.

TARAFIMDAN UYUMLAMASI YAPILMAKTADIR.

HAYAL PANOSU RİTÜELİ



Sizlerle kendi uyguladığım hayal panosu hazırlama ritüeli paylaşmak istiyorum...:)

Malzemeler
5 adet mum tealight olabilir
sevdiğiniz bir tütsü
olmasını istediğiniz şeylerin dergilerden vs. kesilmiş resimleri
sizin bir fotoğrafınız
gül suyu
beyaz bir karton (istediğiniz büyüklükte)


Önce mümkünse bir duş alalım ya da en azından elimizi yüzümüzü yıkayalım arınalım. Bu arada tabi hayal panomuzu hazırlayacağımız görüntülere odaklanalım. Dilek panomuzu hazırlayacağımız odamızda yerde tıpkı bizide içine alacak büyüklükte olan 5 köşeli bir yıldız hayal edelim. Yıldızın her bir ucuna mumlarımızı yerleştirelim. Ortada biz ve hayal panosu malzemelerimiz olsun. Herhangi bir enerjiyle çalışanlar dileklerinin kendilerinini ve bütünün hayrına olması dileğiyle kanallarını açabilirler; olmayanlar kendimi evrene ve sonsuz olasılıklarına açıyorum diyebilirler. Gül suyu serperek yıldızınızın içini kutsayın. Şimdi mumlarımızı yakabiliriz; mumları yakarken her birine adıyla hitap edin;ateş, hava, su, toprak, boşluk. Tütsümüzü yakalım dumanına bir süre bakıp isteklerimize yoğunlaşıp bunlar olduğu zaman hissedeceğimiz duygulara kapılalım..:) Artık hayal panomuzu yapıştırabiliriz; kendi fotoğrafımızı en tepesine ya da en ortasına yapıştırabiliriz. Tüm bunlar bittikten sonra panomuzu alıp kucaklayalım, sarılalım hatta öpelim tüm sevgimizi verelim. Evrene teşekkür edip altarımızdan çıkabiliriz. Panomuzu nerelere yerleştirebiliriz? Eğer özel bir durum içinse aşk gibi örn...:) odamızda feng shui ye göre aşk köşesi nereye ise oraya yerleştirelim. Ama mutlaka görebileceğimiz bir yer olmalı; eğer aşk köşesinden görmeniz mümkün değilse ya da özel bir durum değil genel bir panoysa görebileceğiniz bir yere yerleştirin. Yerleştirdiğiniz yerin enerjisi serbest olsun. Bir masanın üzerine yerleştirdiyseniz o masanın çekmeceleri karışık ya da işe yaramaz şeylerle dolu olmasın. Hatta boşaltma şansınız varsa boşaltıp; o çekmeceleri hayallerinizle ilgili şeyler koyabilirisiniz..:) ;Panomuzu bu şekilde hazırladığımız köşeye yerleştirdikten sonra altarımızdaki tütsüyü ve mumlarıda önüne yerleştirelim. Orası sizin hayallerinizi çeken özel enerji köşeniz artık. O köşede vakit geçirmeye çalışın; sevdiğiniz şeyleri enerjinizi yükselten şeyleri; kitap okumak, müzik dinlemek gibi...o köşede yapma imkanınız varsa orada yapın. Panonuzu her gün kutsayın mum ve tütsü yakın... Hayalleriniz gerçeğiniz olsun..:)
Kaynak: BİTTER:)